Havralar Rotası

 
1605 yılından itibaren Osmanlı Devletinin dış ticaretinde İzmir limanının bir ihraç limanı olarak kullanımının önem kazanması; İzmir'e yapılan göçleri hızlandırmış ve İzmir'e göç eden Yahudiler; Havra Sokağı, Keçeciler, Karataş, Karantina ve Agora çevresinde Yahudi mahalleleri kurmaya başlamışlardır. Göçler sonrası Yahudi nüfusu gitgide artan İzmir; 1631 yılında Yeşivalar (din okulu) ve Hevraların açılmasıyla, İzmir; İstanbul ve Selanik gibi Doğu'ya kitap basan bir kültür merkezi haline gelmiştir. 1900 yılında İzmir'de havra sayısı on beşe ulaşmıştır.
 

Musevi İnancı Turu

İzmir'de Musevilerin yaşamlarına tanık olmak isteyenler için "Havralar" turu önerilir. Ancak dünyanın her yerinden Yahudiler, "Hayim Palaçi" programı uygulamaktadırlar. Bu bölümde, önce "Hayim Palaçi'nin Pırlanta Üçgeni"ni anlatacağız. Daha sonra da Kemeraltı havralarını ve diğer dini mekanları tanıatacağız.

Hayim Palaçi'nin Pırlanta Üçgeni

Bet Hillel-Havuz-Mezar Bet Hillel sinagogu, Palaçi ailesinin evinde kurulmuştur. Haham Hayim Palaçi (1788-1869) ve oğlu Haham Avraham Palaçi (1809-1899), 19. yüzyıl İzmir Yahudi Cemaatinin en önemli din bilginleridir. Haham Hayim Palaçi hayatı boyunca toplam 72 kitap yazmış olup, bunların 26 tanesi yayınlanmıştır ve 1861 yılında Sultan Abdülmecit tarafından "Adaletten sorumlu din adamı" nişanı ile ödüllendirilmiştir. 1788 de İzmir'de doğmuş olan Hayim Palaçi'nin Bet-Hillel Sinagogun da yazdığı eserler, halen dünyada dini eğitim veren okullarda ders kitabı olarak da okutulmaktadır. Bet Hillel sinagogu, Haham Hayim Palaçi'nin mezarı ve bulunduğu Gürçeşme mezarlığındaki arınma havuzu ile birlikte, Hayim Palaçi'nin öğrencilerinin "Pırlanta Üçgeni" olarak adlandırdıkları ve mutlaka ziyaret edilmesi gereken kutsal mekânlar olduğu inancındadırlar. Palaçi'nin İzmir Gürçeşme'de bulunan mezarını, dünyanın değişik yerlerinden Yahudiler ziyarete geliyorlar ve daha sonra da topluca "arınma havuzuna" giriyorlar. Sinagog Kemeraltı, Havra sokağı civarındadır.

Kemeraltı Musevi Turu

Hahamhane Hahamhane binası 1840 yılında Viyanalı Rothschild Ailesinin desteği ile kuruldu. Bir zamanlar Hahambaşı sokağı olarak anılan sokakta, duvarlarla çevrili büyük bir bahçenin ortasında bulunur. Hahamhane, adından da anlaşılacağı gibi, İzmir Hahambaşılığın ofisi olarak işlev görürdü. İzmir Yahudi Cemaatinin "Hamursuz" adı ile anılan bayramlarında ihtiyacını karşılamak üzere, Hahamhane'ye bitişik olarak kurulan bir fırında hamursuz üretilirdi. 1930 yıllarına kadar İzmir Yahudi Cemaatinin merkezi kitaplığı ve Yeşivası (dini okul) burada bulunurdu ve cemaatin tüm resmi işleri Hahamhanede görülürdü. 1997 yılında Hahamhane boşaltılmış ve Cemaat işlerini yürütmek için Alsancak'ta bir ofis kiralanmıştır. Bugün binanın çatısının tamamı çökmüş ve duvarlar deformasyona uğramıştır. Konak Belediyesi Hahamhane'nin restorasyon proje çalışmalarını yürütmektedir. Hahamhane Kemeraltı, Havra sokağı civarındadır. Algaze Havrası 927 Sokak üzerinde 73 numarada yer alan ve kuzeyinde Shalom güneybatısında Sinyora Giveret Havralarının konumlandığı Algaze Havrası 1724 yılında Algazi ailesi tarafından yaptırılmıştır. Günümüzde yapı tek katlıdır. İtalyan etkisi ile 20. yüzyılda plan şeması değiştirilmiştir ancak kadınların ibadet ettikleri Mehizah bölümü kaldırılmıştır. Söylentiye göre genç bir Haham bir hanıma göz kırpmış ve bunun üzerine Hahambaşı tarafından Mehizah yıktırılmıştır. Havranın 927 sokağa bakan avlu duvarları masif ve yüksektir. Algaze havrası yığma taş olarak inşa edilmiştir. Zemin ve tavan döşemeleri ahşap olup, yapının çatısı ahşap konstrüksiyondur. Günümüzde tevyası özgün yeri olan tavanı dokuz parçaya bölen dört sütunun altında konumlanmaktadır. Dört basamakla yükseltilmiş platform üzerinde yer alan tevya yeşil renkli süslemeli seccade ile örtülüdür. Bikur Holim İkiçeşmelik Caddesi'nde bulunan Bikur Holim Sinagog'u ilk kez İzmir'de yaşayan Hollanda asıllı Salomon de Ciaves tarafından yaptırılmıştır. Şehri kavuran bir yangında (1772) yok olan bu ilk sinagogun yerine yenisi 1800 yılında Manuel de Ciaves tarafından yaptırılmıştır. Bugün İzmir'in en güzel sinagogu olan Bikur Holim o günlerdeki görüntüsünü günümüzde de korumaktadır. Osmanlı kentlerinde bulunan sinagogların bazılarının bodrum katlarında cemaate ait olan hapishaneler bulunmaktadır. Bikur Holim Havrasının bodrum katının bu amaçlı kullanıldığı düşünülmektedir. Tora dolabının sundurmasının üzerinde Rum mimarisini andıran geometrik süslemeler bulunmaktadır. Bikur Holim Havrası; iç mekân süslemeleri ile zengin renkli bezemelere sahiptir Etz Hayim Havrası Havra Güzelyurt Mahallesi, İnkılap Sokakta yer almaktadır. Yahudilerin İzmir'e ilk geldikleri dönem olan Bizans döneminden beri mevcut olduğu düşünülen bu havra İzmir yangınlarında birkaç kez yanmış, tadilatlar görmüş ve en son 1851 yılında Daniel Sidi tarafından restore edilmiştir. Söz konusu havra günümüzde kullanılmamakta ve harap durumdadır. Etz Hayim havrası eski Sefarad havralarından olduğu için tevyasının tavanı dokuz dikdörtgen parçaya bölen dört sütunun altında yer aldığı ve oturma sıralarının bu biçimlenişi çevrelediği merkezi planla inşa edilmiştir. Günümüzde yapı kilise plan şeması olan lineer plana dönüştürülmüştür. Yapıya bir giriş mekânından girilmektedir. Bu giriş mekânında; küçük bir platformun üzerine konumlanan tevyasıyla, tevyayı saran oturma sıralarıyla sair günler de yapılacak olan ibadetler için az sayıdaki cemaate hizmet verecek bir ön havra bulunmaktadır. Girişin üst katı mehizah bölümüdür. Ahşap işçilikleriyle dikkati çeken altı tora dolabı mevcuttur. Mekânı dokuz dikdörtgene bölen ve çatıyı taşıyan dört sütunun arasında kalan tevyanın özgün konumunun tavanı yeşil geometrik formların içinde yer alan çiçek süslemelerle bezenerek diğer tavanlardan farklılaştırılmıştır. Portekiz Havrası İsmi ile İzmir'de kurucularının hangi ülkeden göç ettiklerini belirten tek sinagog Portekiz Sinagogu'dur. 1569 yılında Kuzey Afrika ve Venedik'ten göç etmiş Portekiz asıllı Yahudiler tarafından kurulduğu tahmin edilir. Hahambaşı Yosef Eskapa döneminde, yani 1620 yıllarında var olduğu bilinen altı adet sinagogdan biridir ve adı İzmir'de o dönemin en büyük sinagogu olarak geçer. 1665 yılında Sabetay Sevi'nin İzmir'e dönüşü ile yaşanan olaylarda Portekiz Sinagogu önemli bir yer tutmuştur. Sabetay karşıtlarının kalesi sayılan bu sinagog, Sabetaycı hareketin genişlemesi ile kapılarını Sabetay Sevi'ye kapatır. Buna karşı, Sabetay ve taraftarları sinagoga kapıyı kırarak girerler ve karşıtlarının önderleri olan hahamları kovarlar. Bunların arasında Algazi sinagogunun kurucularından Salomon Algazi de vardır. Sabetay Sevi bu baskında kendini Yahudilerin Mesihi ve kurtuluş gününü 18 Haziran 1666 olarak ilan eder. Portekiz sinagogu bundan sonra Sabetaycı hareketin merkezi olur ve İzmir Yahudilerinin geniş kısımları bu harekete katılır. Dünyanın değişik yerlerinden insanların İzmir'e gelip Sabetaycı harekete katılması ile genişleyen durum Saray'a bildirilir ve Sabetay'ın saraya çağırılması ile İzmir'deki isyan havası yatıştırılır. Portekiz sinagogu 1976 yılında yanmıştır ve bugün ön duvarı dışında tamamen harap durumdadır. Talmud Tora Havrası Havra Sokağında konumlanan ve 17. yüzyılda yapıldığı bilinen havraya Kedose, Bet-illel Hevra ve Talmud Tora denilmektedir. Bu havra; Palaci'nin mezarı, Gürçeşme Musevi Mezarlığı ile birlikte Musevilerin kutsal saydıkları ve çeşitli dönemlerde ziyaret ettikleri kutsal üçgeni oluşturmaktadır. 1838 yılında Hacez Kardeşler tarafından restore edilen havra 1841 yılında yanınca 1870 yıllarında tekrar restore edilmiştir. Günümüzde büyük ölçüde harap durumda olan bu yapının çatısının da bir bölümü çökmüştür. Yapının 500. yıl kutlamaları nedeniyle Kültür Bakanlığı tarafından restore edilmesi düşünülmektedir. Yapı Sefarad havralarından olduğu için merkezi planlı yaptırılmıştır. Ana mekâna bir giriş holünden ulaşılır. Mehizah bu giriş bölümünün üst katında konumlanmaktadır. Ana mekâna bir giriş mekânından ulaşılmaktadır. Bu giriş mekânında: sair günleri düzenlenebilecek ve az sayıda katılımın olacağı ayinler için düzenlenmiş ortasında tevyası bulunan küçük bir ön havrası mevcuttur. Talmud Tora Havrasının zemin katı yığma taş, üst katı ise ahşap karkas olarak inşa edilmiştir. Tavan döşemeleri ahşap olup, yapının çatısı ahşap konstrüksiyondur. Zemin döşemesi taştır. Sekiz basamakla yükseltilmiş ahşap işçiliği ile antik bir kadırgayı andıran platformun üzerinde bulunan tevyası, yapının çatısının bir kısmının çökmesi nedeniyle zarar görmemesi için çatının sağlam olduğu bölüme kaldırılmıştır. Tora dolabının bulunduğu hekal duvarının çatısının çökmesinden dolayı tora dolabı ve hekal duvarının bezemeleri zarar görmüştür. Çatıyı taşıyan ve tavanı dokuz parçaya ayıran dört sütunun ayırdığı orta tavan kırmızı yeşil geometrik formdaki süslemeleri ile diğerlerinden farklılaşmaktadır. Şalom- Aydınlılar Havrası Kemeraltı Havra Sokağında yer alan yapı 927 sokak üzerinde 38 numarada, Algaze Havrası'nın karşısındadır. Havranın Hahambaşı Hayim Eskapa döneminde kullanıldığı ve 1800, 1841 yıllarında iki kez restore edildiği bilinmektedir. Yapı 1500 yıllarında yapılmıştır ve 1841 yılındaki büyük İzmir yangını havranın önünde durdurulmuştur. Yapının giriş kapısında bu olayı anlatan bir kitabe bulunmaktadır. Yapıya küçük bir bahçeden girilmektedir. İlk yapıldığı yıllarda merkezi planlı olarak inşa edilen bu yapı daha sonraki yıllarda merkezi planı kilise tarzı planlama olan lineer plan şemasına dönüştürülmüştür. Mehizah bölümü küçüktür. Söz konusu havra günümüzde kullanılmamaktadır. Yapının zemin katı yığma taş, üst katı ahşap karkas olarak inşa edilmiştir. Zemin ve tavan döşemeleri ahşap olup, yapının çatısı ahşap konstrüksiyondur. Havranın ana mekânı; tevyanın bulunduğu yerin yükseltilmiş tavanını taşıyan dört sütun tarafından dokuz dikdörtgen parçaya bölünmüştür. Shalom Havrasının günümüzde hekal duvarına kaldırılan portatif tevyası altı basamakla çıkılan kadırgaya benzer bir platformun üzerinde yer almaktadır. Tevyasının üzeri bordo renkli işlemeli bir seccade ile örtülüdür. Tavanlar geometrik forrnlarla süslenmiştir. Bezemelerin renkleri, tora dolabının ve tevyanın üzerini kaplayan bordo renkli işlemeli örtüler, iç mekânı renklendiren öğelerdir… Sinyora Giveret Havrası Anafartalar Caddesine ve 927 Sokağa cephe veren parselde Havra Sokağında konumlanmaktadır. Algaze ve Shalom havralarına çok yakın konumdadır. Donna Gracia Mendes tarafından 1510- 1569 yılları arasında yaptırıldığı bilinen havra 1841 yangınında çok zarar görmüştür ve Yeruşalmi ailesi tarafından tekrar merkezi planlı olarak inşa edilmiştir. Havranın ana mekânına, avludan beş basamakla yükseltilmiş bir terastan ulaşılmaktadır. İlk yapıldığı özgün durumuyla havra merkezi planlı inşa edilmiştir. 20. yüzyılda İtalyan etkisi ile uygulamaya başlanan yeni plan şeması Sinyara Giveret Havrasında da denenmiştir, portatif olan tevyası hekal duvarına kaldırılıp tora dolabı ile bütünleştirilmiştir. Oturma sıraları; kiliselerin iç mekân düzenlemelerinde olduğu gibi lineer biçime dönüştürülmüştür. Günümüzde havra lineer plan şemalıdır. Ana mekâna açılan giriş holünün üzerinde konumlanan mehizaha avludan çıkılmaktadır. Bu mekân yarım ahşap kafeslerle ayrılarak hekal duvarının karşısına bir asma kat olarak konumlandırılmıştır. Yapı iki kat yüksekliğinde olup, tek bir hacimdir. Duvarları yığma taş olarak inşa edilmiştir. Çatısı ahşap kırma çatıdır. Tavanları ve zemin kaplamaları ahşaptır. Büyük bir avlusu olan Sinyora Giveret Havrası'nın avlu duvarları havranın sokaktan görülmemesi için masif ve yüksek olarak inşa edilmiştir. Bahçesinde tek katlı müştemilat yapıları bulunmaktadır. iç mekan; tavanda bulunan yeşil geometrik formlarla çevrelenmiş bronz çiçekler, tevyaları ve tora dolabını süsleyen bordo örtüler ve oturma sıralarının bordo renkli minderleriyle süslenmiştir

Karataş Havraları

Beit İsrail Havrası II. Abdülhamit'in 1905'te, İzmir Valisi eski Sadrazam Kamil Paşa'ya hitaben yazmış olduğu ferman uyarınca, Karataş semtinde oturan Musevilerin, dini ibadetlerini yapabilmeleri için, 1904 yılında inşaat izni alınmış ve 1905 yılında yapımına başlanan Karataş Beit ısrail Sinagogu 1907 yılında hizmet vermeye başlamıştır. İtalyan etkisi ile yapılmış İzmir'de bulunan ilk örnektir. İzmir'in en büyük havrası olan Beit İsrail günümüzde de yoğun bir şekilde kullanılmaktadır. İtalyan etkisi ile yapıldığı için kilise tarzı lineer plan şemasına sahiptir. Havranın ana mekânına bir giriş holünden girilmektedir. Mehizah bölümü iç mekânı "U" planlı galeri olarak çepeçevre sarmaktadır. Yapıya, ikisi sivri kemer olan beş kemerle vurgulanmış beş kapıdan girilir. Yanlarda bulunan iki sivri kemerli kapılar mehizaha çıkan merdivenlere açılırlarken, diğer üç kapı ana mekâna bakan hole açılmaktadır. Girişin üzerindeki üçgen alınlıkta Şimal yıldızı motifi yer almaktadır. Yapı tamamıyla sokağa açılarak, dışarıdan algılanabilmektedir. Diğer havralarda olduğu gibi Beit israil Havrasının taşıyıcı sistemi yığma taştır. Havranın tavan döşemeleri, asma kat döşemeleri ahşap olup, yapının çatısı da ahşap konstüksiyondur, yapının zemin kaplaması karo mozaiktir. Havranın iki tevyası bulunmaktadır. Kilise plan şemasına sahip olan tevya, platformu ve tora dolabı ile bir bütün olarak hekal'e bakan duvar fasadında yarı açık bir mekân şeklinde zeminden beş mermer basamakla yükseltilerek yapılmıştır. Kilise planlı olmasından dolayı mekânı bölen ve çatının yükseltilerek farklılaşmasını sağlayan dört sütun yoktur. Fakat havranın ana mekânında bulunan kubbe merkezliliği vurgulamaktadır. Kilise tarzı planlama tipinin İzmir'deki ilk örneği olan ve İtalyan etkisi ile inşa edilmiş bu havra, günümüzde en çok kullanılan havralardandır. Alsancak'taki Şaar Aşa-mayim Havrası kullanım açısından Beit Israil'den sonra gelmektedir. Havranın içinde herhangi bir değişikliğe rastlanmamaktadır, 1908 yılında yapıldığı haliyle günümüze gelmiştir, özgünlüğünü korumaktadır. Roşaar (Tepebaşı) Havrası Roşaar Havrası; Yukarı Karataş'da 281 Sokak'da konumlanmaktadır. 20. yüzyılın başlarında inşa edilmiştir. 281 Sokaktan üç basamak yükseltilmiş olan giriş kapısından havranın bahçesine ulaşılmaktadır. Havra merkezi bir plana sahiptir. Giriş kapısının aksında bahçeden on iki basamakla ulaşılan bir terastan direk olarak ana mekâna girilmektedir. Talmud Tora, Bikur Holim Havralarında olduğu gibi ana mekâna açılan bir giriş mekânı bulunmamaktadır. Havranın mehizah bölümü de günümüzde mevcut değildir. Mekânın ortasında bulunan tevyayı oturma sıraları çevrelemektedir. Yapı tek katlıdır ve yığma taş olarak inşa edilmiştir. Çatısı ahşap konstrüksiyondur. Zemin kaplaması karo mozaiktir. Günümüzde kullanılmayan bu havranın tevyası; altı basamakla yükseltilmiş ahşap işçiliği ile dikkat çeken sekizgen bir platformun üzerinde yer almaktadır.

Alsancak Havrası

Şaar Aşamayım Havrası Şaar Aşamayim Havrası, Yahudi cemaatinin Kemeraltı yerleşimi dışına yayılmaları sonucunda Alsancak'ta yerleşen Yahudilerin ibadet mekânı olarak inşa edilmiştir. Alsancak semtinde 1390 Sokak'da 7 numarada bulunan bu havra günümüzde Beit İsrail Havrasından sonra en yoğun kullanımı olanıdır. Yapıldığı günden itibaren devamlı olarak restore edildiğinden ve ihtiyaca göre değişikliğe uğradığından orijinal durumu tam olarak bilinememektedir. Şaar Aşamayim Havrası sefared havralarından olmadığı için İtalyan etkisiyle yapılanmıştır ve kilise tarzında, lineer bir plan şemasına hâkimdir. Yapının ana mekânına bahçeden çıkılan merdivenlerle ulaşılmaktadır. Mehizah bir üst katta asma kat şeklinde hekal duvarının karşısında konumlanmaktadır. Zemin kat yapının rnüştemilatı olarak kullanılmaktadır. Tavyayı taşıyan platform ve tora dolabı bir bütün olarak yarı açık mekân niteliğinde hekal duvarında yer almaktadır. Tevyalar iki basamakla yükseltilmiş bu platformun üzerinde yer almaktadır. Yapının tavanları yenilenmiştir. Havranın iç mekânına kırmızı renkler hâkimdir. Havranın iç mekânı seferad havralarında olduğu gibi bezemeler açısından zengin değildir. İzmir havralarının kimliğinin geleceğe aktarımı kapsamında korumanın ilk adımı olarak belgeleme çalışması yapılmış ve günümüze kadar gerek korunarak gerekse birçok müdahaleler geçirerek gelmiş olan havralar bu makale kapsamında tanıtılmıştır. Kentsel kimliğe çok önemli katkıları bulunan söz konusu dini yapıların gerek kaderine terk edilmişlik, gerekse yaşam koşulları ve cemaatin nüfusunun azalmasına bağlı olarak kullanımlarının farklılaşmasıyla yok olma tehdidi altında oldukları gözlenmiştir. Korumada ekonomik faktörün oldukça önemli olduğu dikkate alınarak, finans sağlayacak, kültüre sahip çıkacak kuruluşlara ve halkın desteğine gereksinim vardır. Bu yapılar sadece bulundukları alan ile değil, çevreleriyle bir bütün oluşturmaktadırlar, özellikle Kemeraltı Havra Sokağında bulunan havra yapıları bir doku bütünlüğü oluşturmaları açısından ve İzmir'in en eski havraları olmaları bakımından önem taşımaktadırlar. Bu bağlamda alınacak kararlarla bu yapıları çevreleriyle korunması kapsamında önlemler alınmalı, projeler geliştirilmelidir. Karşıyaka Belediyesi tarafından Kal Kadoş Havrası için uygulanan yeniden işlevlendirme projesi fonksiyon seçimi bakımından tartışılabilir olmasına rağmen yapının yeniden kullanılması açısından iyi bir örnektir.

Alaybeyi Havrası

Kaal Kadoş Havrası Yahudi cemaatinin Kemeraltı yerleşimi dışına yayılmaları sonucunda Karşıyaka'ya yerleşen Yahudilerin ibadet mekânı olarak Alaybey'de inşa edilmiştir. XX. yüzyılda Yahudilerin Kemeraltı dışında yerleşmeler kurmaları ile Alaybey'de yaptırılmış olan bu havra Sefarad havralarından olmadığı için Karataş'taki Beit israil havrası gibi İtalyan etkisi ile kilise planlı inşa edilmiştir. Tevyası çift olup; he kal duvarında tora dolabıyla bütünleşerek bir yarı açık mekân niteliğini almış, yerden iki basamak yükseltilmiş bir platformun üzerinde yer almaktadır. Havranın iç mekânı bir bütün olarak düşünülmüş mekânı dokuz parçaya bölen sütunlar inşa edilmemiştir. Tavan süslemesiz ve düz olan ahşap rabıtalarla kaplanmıştır. Yapının iç mekânı son derece sade, bezemesiz ve sefared havralarında olmadığı kadar ışıklıdır. Yapı yığma taş olarak inşa edilmiştir. Tavan döşemeleri ahşap olup, yapının çatısı ahşap konstrüksiyondur. Zemin kaplamaları karo mozaiktir. Yapı güzel bir avlunun içinde yer almaktadır. Havranın avlu duvarları Kemeraltı'nda bulunan havralarda olduğu gibi masif ve yüksek inşa edilmeyip bahçe duvarı niteliğinde göz. hizasının altından geçen masif taş duvarlardır. Günümüzde Karşıyaka Belediyesi tarafından konservatuar işlevi kazandırılan bu yapının ibadet yapılan ana mekânı dışında kalan yerleri birtakım ekler yapılarak değişikliğe uğratılmıştır. Ana mekân müzik eğitimi verilen, konserlerin yapıldığı salon olarak işlevlendirilmiştir. Tevyanın platformu sahne olarak kullanılmaktadır. Havranın girişine daha alçak bir yapı ilave edilerek, ıslak hacimler bu kütle içinde çözülmüştür. Ana mekânda bir değişiklik yapılmadığı için havranın plan şeması, oturma sıraları, tevyası, tora dolabı ve mekan içindeki süslemeleri özgündür.



DUYUR

Kendi etkinliğinizi, mekanınızı kaydolarak sisteme ekleyebilirsiniz.
Kaydol

TAKİPTE KAL

Hiçbir etkinlikten eksik kalmayın izmirguide bültenine abone olun.

İLETİŞİME GEÇ

Soru ve önerileriniz için bize yazın.
İletişime Geç